şlerimi eksiksiz ve tam yapmak için çok zaman harcıyor, ayrıntılar, düzen, sıralama benim için çok önemli. Düzgün iş çıkarmak için detaylar ile uğraşıyor; bu yüzden ya son dakika ya da zamanında işlerimi bitiremiyorum. Bir işte kimsenin benim gibi özenli yapacağına güvenmiyorum tek başıma yapmak istiyorum, takım çalışmasını sevmiyorum.
Ahlaki değerler, vicdanen rahat olabilme ve dürüstlük kırmızı çizgim, herkeste bunun farkındadır. Ne kendime ne de başkasına esneklik göstermem.İnsanlar cimri olduğumu düşünüyor ancak sadece tutumluyum…
Yukarıda bahsettiğim özellikler kendinize ya da yakınınıza tanıdık geliyor mu? Bu özellikler tipik olarak Obsesif Kompulsif Kişiliğe sahip bireylerin ortak özelliklerindedir.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu Belirtileri
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu belirtileri ve psikolojisi, asıl amaçları hayatlarında her alanda düzen ve sırayı hayata baktıkları penceredeki kuralları çerçevesinde yaşamaktır. Her işi onlardan daha düzgün yapabileceklerine kimsenin inanmadıklarından kendileri üstlenmektedir. İşlerinde aslında hedefleri işi bitirmek değil de, işi düzen ve sırayı korumak üzerine önem vermektedirler. Her şeyin kuralına uygun olmasını ister, mevcut kurallara ek olarak kendileri de birtakım kendi doğruları çerçevesinde yeni kurallar icat etmektedir. Obsesif kişilikler, bu doğrulara uymayanlara tepkisel olarak ağır cezalar vermektedir. Zamanının büyük bölümünü iş başında geçirdiklerinden dolayı ailelerine, dinlenmeye ve eğlenmeye zaman ayıramamaktadırlar. Boş zamanlarında dahi kendilikleri ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde ekonomik gereksinimlerden bağımsız kendilerini işe ya da üretkenliğe adarlar. Bu kişiler ahlak kurallarına aşırı bağlıdır, ahlaki konularda aşırı katı, dürüst ve tutucudur.
Kısacası obsesif kompulsif kişilikler, hayatın esnekliğinden uzak, yapacağı işin amacı bir kenarda kalacak kadar detaylarla ilgilenen, işin bitirilmesini zorlaştıran mükemmeliyetçilikle işkoliktir. Bu mükemmelliyetçi yanları etrafındaki insanları da fazlasıyla etkilemektedir.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu ve OKB Farkı
Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) ve Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) aynı şey zannedilmekte ya da bir kişide biri varsa diğeri de kesin vardır gözüyle bakılmaktadır. Bu yanlıştır. Çünkü Takıntı Hastalığı, kısa bir tanımla kişinin zihnine geldiği rahatsızlık veren gitsin diye uğraştıkça yapışan düşünce,görüntü ya da dürtü ve takıntının gitmesi için yapılan davranışların (kompulsiyon) arasında bir kısır döngü oluşturan ruhsal bir hastalıkken; Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu ise adı üzerinde kişinin kendisini,çevresini ve dış dünyayı bu kişilik yapılanması ile algıladığı bir kişilik bozukluğudur. Bu nedenle OKKB, birinde takıntı hastalığı olacak diye bir şey yok ya da Takıntısı olan biri OKKB’dir gibi bir yargıya varılamaz.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu Tedavi Edilebilir Mi
OKKB tedavi edilebilen ancak diğer kişilik ile ilgili bir yapılanma olduğundan 'iyileşme' gibi bir kavram kullanmak yanlıştır. Psikoterapi ile kişilik yapılanmalarının bu katı ve tutucu yanının terapilerde esnemesi aslında tedavidir.
OKKB sahibi bireylerin etrafındaki kişiler bu durumda çok zorlansa da bu düzgün ve erdemli olma gibi özellikleri düşündüğünüzde olumlu hissiyatlar içerisine girebilirsiniz. Hatta bu kişiler görev adamı olduğundan yanımızda çalışan bir kişi ise onları çok severiz. Çünkü verdiğimiz görevi en iyi şekilde yapacağını biliriz. Ancak onların bu davranışlarını yapma amacı sevilmek değil sadece bu mükemmel, düzen ve kural ihtiyaçlarının sonucundadır. Dışarıdan bakıldıklarında çalışkan, becerikli ve gayretli kişiler olarak görülürler. Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğuna sahip yetişkin bireylerde iş,akademik hayatlarında astları ile uzlaşmaz, talepkar ve cezalandırıcı iken; üstleri ile yakındırlar. Obsesif kompulsif kişilik özellikleri aşırıya kaçmadığı müddetçe genel popülasyonda özellikle yüksek performansı ödüllendiren durumlarda avantajlı olduğu bulunur. Ancak bunun bir kişilik bozukluğunu denilebilecek seviye de olması durumunda bir süre sonra hem OKKB’li birey hem de çevresi için sorunlar yaratmaktadır.
Bu özelliklerinin yanı sıra temizlik, inatçılık, cimrilik, dakiklik gibi kontrolü elinde tutmaya yönelik davranışları vardır. Olur da bir gün lazım olur düşüncesi nedeniyle kullanmayacağı eşyalarını bile atmak istemezler, biriktirici tutumlar sıklıkla görülür. Cimrilikleri de bu nedenledir, bir gün paraya ihtiyacım olursa kaygısı ile parayı da tutmak isterler.
Yapılan bir çok araştırmada, Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğunun kadınlarda mı yoksa erkeklerde mi daha sık görüldüğüne bakıldığında farklı sonuçlar çıktığından net bir şey denilememektedir. Bazı çalışmalarda kadınlarda, bazılarında erkeklerde bazılarında ise dengeli bir dağılım göstermiştir. Ancak yapılan araştırmaların çoğunda OKKB’li kişilerin genellikle ailedeki kardeş sıralamasında en büyük çocuk olduğu görülmüştür. Burada tahminen ilk çocuğun üzerinde ebeveynlerinin tutumları, sorumluluk verilmesi büyük olduğu için gibi faktörler etkili olmaktadır. Bu nedenle de OKKB’nin gelişiminde ailesel ve çevresel faktörler çok önemlidir. Aile de, kontorlcu,düzene ve mükemmeliyete aşırı anlam yükleyen ebeveynlerle yetişmiş çocuklarda bu düşünce ve davranış kalıpları öğrenilmiş ve gözlemlenmiş olabileceği gibi, cezalandırıcı ve otoriter bir ebeveyn tutumu ile yetişen çocuklarda da OKKB gelişiminde yatkınlık görülür. Psikanalitik kurama göre, çocuğun uygun olmayan tuvalet eğitimi nedeniyle, anal dönemde kontrol sorunlarından kaynaklanan çatışmaların OKKB'nin başlangıcı ile ilişkili olduğu düşünülür. Daha sonra, öfke ve düşmanlığın yanı sıra tutarsız ebeveynler ile aile ortamlarındaki bozukluk ile ilişkili olduklarını belirtir. Bu kişilik bozukluğu olan bireylerin, içsel çaresizlik duygusuna tepki olarak kendileri ve çevreleri üzerinde kontrol ile meşgul olduklarını düşünülür.
Obsesif Kompulsif Kişilik Kimlerde Görülür
Çocukluklarında altta yatan bu nedenlerin sonucunda gelişen bu karakter örüntüsündeki bu kişileri ise psikoterapiye getiren neden ya bu mükemmeliyetçiliklerinin ağırlığı altında ezilmeye başladıklarında,işlerini yetiştiremeyecek kadar düzenle uğraştıkları için yapması gerekenler aksadığında ya da ilişkilere hevesli olmadıkları hal de bir partnerleri ya da evliliği olduğunda ki çatışmalarla gelirler. Özetle, Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu genellikle erken yetişkinlikte başlar, ancak hastalar çocukluktan beri bu özelliklerin en azından bazılarına sahip olduklarını söylerler.
OKKB’li bireyler için duyguları ifade etmek zordur. Basit bir dille mantıksallık üzerine kurulu bir yapıda olduklarından sevgi,aşk gibi kavramlardan da uzaktırlar.Eğer bir ilişki yaşıyorlarsa cinsel hayatlarında dahi en doğru ve düzgün şekilde olmalıdır.Terapist olarak bu özellikli kişilerle çalışırken ‘’nasıl hissettiklerini’’ sorulduğunda genellikle ‘’ne düşündüklerini’’ söyleyerek cevap verirler. Sözcükleri duyguları ifade etmek için değil onları saklamak için kullanırlar. Bu nedenle partnerleri ile sorun yaşar.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu Tedavisi
Tedavisi psikoterapi ile mümkündür. İlaç tedavisi eğer psikoloğu önerirse kambine gidebilir. Ancak ilaç tedavisi bu mükemmeliyetçiliğin ağırlığı altında ezilirken yaşayabileceği eşlike den depresyon,anksiyete bzozukluğu gibi durumları içindir. Bu kişilik örgütlenmesi ise terapi mutlaktır. Bu kişiler çocuklarında genellikle katı ve baskın bir bakımveren ile yetişmiş ve bu güç mücadelesini kaybetmenin getirdiği suçluluk,utanç,kirlilik,öfke gibi duyguları yetişkinlikte kontrolü tamamen elinde tutmaya çalışarak giderme eğilimindedir ve bu yüzden de terapi gerekir.
Comments