top of page
Ara

Neden Maske Takmaya Direnç Gösteriliyor?

Maske terletiyor, takınca rahat nefes alamıyorum, her gün trafik kazasında ölen kişi sayısı bile bu virüsten daha fazla bence abartılıyor, dışarıda maske takmak temiz hava geliyorken çok saçma, ben toplu taşıma kullanmıyorum ki, maske kaşındırıyor, kendimi rahat hissetmiyorum, virüs beni korkutmuyor, virüs aslında yok başka amaçları var, bana bir şey olmaz…


Bu dönemler de ‘çember daralıyor’ cümlesini ne yazık ki çok duyuyor, bazılarımız ise yakınlarımızdan veya kendimizden deneyimliyoruz. Üstümüze düşen görevleri yapmadığımız, yapmamakta direnç gösterdiğimiz, Mart ayından beri çocuklarına sarılamayan sağlık çalışanı anne babaları düşünmediğimiz, televizyon da topluma doğruyu anlatan, mesleki yeterliliği ve uzmanlığı olan hekimlerimizi dinlemek yerine; hiçbir bilimsel dayanağı, geçerliliği ve yetkinliği olmadığı hal de yukarıdaki argümanlarla kendisinin ve çevresinin sağlığını riske atan insanların bu davranışlarının altında yatan nedenlere tekrardan vaka sayılarının arttığı bu günlerde dikkat çekmek istiyorum.



Kimler Maske Takmamak Konusunda Daha Fazla Direnç Gösteriyor?


Öncelikle pandemi başında, virüsün yaşlı ve kronik rahatsızlıkları olan kişilerde bırakabileceği ağır hasarlar bırakma oranı daha yüksek olduğundan daha çok bu grup üzerinden gidilmesi, bu kriterler dışında kalan grupta bazı kişilerin ‘bana bir şey olmaz’ düşünce yapısını güçlendirdi. Bunun altında yatan ruhsal nedeni devamında açıklayacağım. Durum gerçekten böyle olsaydı dahi, maske takmadığımız sürece çevremizdeki kişilere riske atmamak adına kurallara uymamız gerektiğini ve bu virüsün tedavisinin sonucunda vücudumuz da kalıcı etkileri olup olmadığını şuan net bir şekilde bilmediğimizden dikkat edilmesi gerektiği anlamamız ve anlatmamız gerekiyor.


Maske takımına karşı direnç gösteren bazı kişilerin nedeni ise koronavirüsten muzdarip olmanın sonuçlarını ilk elden görmemeleridir. Bu kişiler haberlerde izledikleri, insanların anlattıkları virüsle ilgili her şeyin getirdiği kaygı ile elle tutulur gözle görülür bir tehdit olmadığından da kaynaklı; gerçekçi bulmuyor bu nedenle de dikkate almayabiliyor.


Kurallara uymayan bazı kişilerin yaşadığı sıkıntı ise, otorite ile ilgili. ‘’Maskenizi takın’’ demek bazı kişilere tedbir değil bir cezalandırılma olarak çağrışabiliyor. Burada otoriteye direnç gösteren, emir verildiğini hissederek kendisine tehdit olarak çağrıştıran kişilik yapılanmaları bu nokta da ise gerçekliği bırakarak maske takılması kuralına da direnç gösteriyor.


Diğer bir nedenin ise gözlemlerim sonucu panik atak, klostrofobi gibi kaygı bozukluğuna sahip kişiler de maske takmanın getirdiği psikolojik yük çok ağır gelerek, kapana kısılmış hissetmekte. Ancak bu his kaygı bozukluklarında, kaynaklı olduğunun farkında olmadığında sokaklarda gördüğümüz ‘ağzını maske ile kapatsa dahi burnunu açıkta tutmaya çalışan’ kişilerin bir kısmını oluşturuyor. Ağız ve burnu örtmek soluduğu havanın yeterliliğini etkileyecek düşünceleriyle yoğun kaygı, bu da endişeli veya panik hissetmesini tetikliyor. Baş dönmesi veya hasta hissetme gibi, maske ile ilişkilendirebileceği başka semptomları doğurduğundan maske takmaya karşı isteksiz ve dirençli olabilmektedir. Tabiki bu durumda yoğun kaygıya sahip bir çok kişi de gerçekliğin ve normalin dışında tehdit edici bulabiliyor, bu da kişinin ruhsal anlamda ego kapasitesinin işlevsel olmayan iki ucunu da gösteriyor. Tehdidi önemsememek gibi yoğun panik ve endişe de yelpazenin aslında diğer bir ucu. Eğer bu kaygılardan dolayı maske takmıyorsanız veya tedbirlerinizi, aldığınız hal de hayat kalitenizi bu kaygılardan dolayı fazla düşüren bir endişe halindeyseniz bir ruh sağlığı çalışanından destek almanızda fayda var.


Tedbir ve Kurallara Uymamanın Psikolojik Anlamda Altında Yatan Nedenleri


Pandemi sürecine girmek, hayatımızın ve rutinlerimizin bu denli değişmesi şüphesiz kimsenin tahmin etmediği durum ve bir noktada herkesi ruhsal anlamda etkiledi. Bir çok insanın psikolojik rahatsızlıkları ortaya çıktı. Ancak bu etki herkeste bu nokta da olmadı. Ego kapasitesi daha güçlü olan kişiler, kendisi adına bu süreci az hasarlı hatta olumluya çevirecek vakitleri olarak değerlendirdi.


Bu nokta da her birimizin düzeyleri farklı olsa da virüs ve getirdiği etkilerin gücünü kabullendik. Virüse karşı kendimizi çaresiz, güçsüz, yetersiz hissediyoruz. Korunmaktan başka virüse karşı elimizden hiçbir şey gelmiyor. Rutinlerimizi, alışkanlıklarımızı, keyif aldığımız bir çok şeyi bir bir bıraktık. Maske takmayan kişilerin ise ruhsal anlamda bilinçdışı çatışmaları da bu nokta da başlıyor…


Maske takmayan veya takmamak için direnen kişiler için ise aslında bu duygular başa çıkamayacağı derecede acı vermekte. Çaresizlik, güçsüzlük, dayanıksızlık üzerine gelen duygularla başa çıkamayacağının kaygısı ile benlik kendini koruyabilmek adına savunma mekanizmalarını kullanıyor. Yaşadığımız pandemi sürecinde, gözlemimce kurallara uymayan kişilerin en çok kullandığı savunma mekanizmaları ise bastırma inkar, mantıksallaştırma ve entellektüelizasyon. Bu bireylerin temel özellikleri yoğun bir biçimde ruhsallıklarında bu savunma mekanizmalarını kullanmaları.


Maske takmayan kişi virüsün hayatımızı değiştirmesi sonucu getirdiği duygularla bilinç düzeyinde başa çıkamadığı, dayanamadığı veya dağılacağını hissettiği durumlarda; bu kaygıyı bastırmaya çalışacaktır. Gerçeklik ise bu süreçte bastırmaya pek izin vermemekte ve gerçekliği önümüze çıkartmakta. Bu noktada ise ego savunmaları devreye giriyor.


İnkar, gerçekliğin bastırıldıktan sonra kişinin bilinç düzeyinde bu duyguları ve getirdiği durumları inkar halidir. Örneğin, cenaze ortamlarında bazı kaybın yakınları çok metanetli, sanki bir kayıp olmamış gibi davranabilmektedir, herkes kendisini şaşkınlıkla izler. Aslında durumu ve kaybın getirdiği duyguları inkar ederek kişi dağılmaktan ve acıdan bilinçli yapmadığı şekilde kaçınır. Kısacası, inkar kaçınmaya yol açar ve sonra gerçekleri duymamaya neden olur, bu da kişilerin korktukları şeyi önlemek için güvenli önlemlerin alınmamasına yol açar. Bu, nihayetinde soruna katkıda bulunan kısır ve yardımcı olmayan bir döngüdür. Bir dayanağı olmadığı hal de ‘’bana bir şey olmaz’’, ‘’böyle bir virüs yok’’ şeklinde cümleler kuran maske takmayan kişiler tamamen gerçekliği inkar halinde tutumlar sergileyerek bu duygulardan kaçınıyor, kaygısını hafifleterek kendini tüm güçlü hissedebiliyor ama kendisinin ve çevresindekilerin sağlığını da riske atıyor.


Mantıksallaştırma, benliğin başa çıkamadığı kaygı veren durumlarda; kişiyi haklı çıkartmak için; akılcı görünen, mantıksal bir neden, açıklama öne sürmek denilebilir. Örneğin, aşırı liberal bir tutum sergileyerek kişi maske takmanın, kendisinin hak ve özgürlüklerini kısıtladığı argümanı ile durumu kendisi adına mantıksallaştırma savunma mekanizmasını kullanarak, maske takmayı reddediyor ve getireceği kaygılardan korunmuş oluyor.


Entellektüelizasyon ise kişinin yaşadığı içsel çatışma ve kaygıdan benliğin korunabilmesi için bilinç düzeyinde tetikleyen durumları çok yoğun bir biçimde entelektüel argümanlarla kaçınmasıdır. Maske takmayan bazı kişiler, bunun nedenini maske takmanın vücudundaki karbondioksit oranını arttırdığı için solunum sistemine zarar veriyor, bu yüzden de takmayacağım diyerek aslında yine kaygıdan kaçınmak için daha büyük bir zararı göz ardı edecek ego savunma mekanizması geliştiriyor.


Maske Takmayan Birine Karşı Ne Yapmalısınız?


Maske takmayan ve tedbirlere uymayan kişilere öncelikle maskelerini takmalarını rica edin. Unutmayın, bazı kişiler normalde maske taktığı hal de o an bir aksaklıkla yapamayabiliyor. Bazı kişiler ise bu ricayı duymamazlıktan gelebilir. Bu zamanlar da birini ikna etmenin potansiyel olarak etkili bir yolu, empati yoluyla yüzleştirmek. Sevdiklerinden birine virüse yakalandığında ve çok hastalandığında veya hatta öldüğünde nasıl hissedebileceklerini sorarak tehdidi kişiselleştirmek veya kendi kaygılarınızı ifade etmek olabilir.


Ancak bunu yaparken kendi sınırlarınızı belirlemeli, işgal edilmemelisiniz. Bazı kişiler tolerans ve empati ile yaklaşmanın tamamen bir rahatlamaya yol açabildiğini ve ihmalkarlığı kendisinde bir hak görmeye başladığına şahit olmuşsunuzdur. Böyle durumlarda, kendinizi öfkeli ve kızgın hissedebilirsiniz. Empati ve yüzleştirmeye rağmen gerçekliği fark etmek istemeden başkasının sağlığını tehdit etmeye devam eden kişilere karşı;


'’Maske takmak istemeyen birine yakın olmaktan rahatsız oluyorum. Lütfen kusura bakmayın ama maskenizi takana kadar sizden uzaklaşmam gerekecek’’ diyerek kendinizi korumaya devam etmelisiniz.


Tüm denediklerinize rağmen kurallara uymayan kişiler de ise kalıcı bir çözüm olmasa da ne yazık ki toplumumuz da yasak olan bir şeyi durdurma yolunda para cezası caydırıcı bir yöntem. Böyle durumlarda sizin elinizden gelenin bu kadar olduğunu unutmayın, devletin ve sağlık kuruluşlarının birimlerine durumu bildirebilirsiniz.


Uzman Klinik Psikolog & Psikoterapist

Ceren TATAR

126 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page